AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklama yaptı.
Çelik, Erdoğan’ın MKYK toplantısının girişinde kapsamlı bir değerlendirme yaptığını söyledi. Çelik, Gazze konusunda çok önemli gelişmeler olduğunu belirterek şunları söyledi;
*Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın ön yargılama dairesinden Netanyahu’nun tutuklanması, yakalanması için bir karar talebinde bulunması son derece önemlidir.
*Bu talep başlı başına şunu kayda geçirmiştir ki; Netanyahu ve hükümetteki avunma bakanı başta olmak üzere diğer hükümet üyeleri doğrudan savaş suçlarından sorumludurlar. Dolayısıyla talepte Netanyahu’nun ve savunma bakanının vurgulanması önemlidir.
*Burada umarız ki; Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Ön Yargılama Dairesi, başsavcının talebine uygun bir karşılık verir ve insanlık vicdanı adına, uluslararası hukuk adına bu kişilerin tutuklanması kararı çıkar.
*Tabii burada başsavcının Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın talebindeki nitelikli değerlendirmeler de çok önemli. Bu gecikmiş bir taleptir. İnşallah karara dönüşür. Ama bizim açımızdan olumlu bir taleptir, gecikmiş de olsa.
*Umarız ki bundan sonrasında Uluslararası Ceza Mahkemesi bunu bir karara dönüştürerek bu şahısların, bu kişilerin, savaş suçlarından yargılanması konusunda gereğini yapar.
“DOĞRU YERDE DURMUŞTUR”
İspanya, Norveç ve İrlanda’nın Filistin’i bir devlet olarak tanımalarına ilişkin Ömer Çelik, “Biliyorsunuz bunu duyar duymaz İrlanda ve Norveç’ten büyükelçilerini geri çağırma kararı aldı, İsrail. Fakat Avrupa Birliği açısından bunun sadece İspanya, İrlanda ve Norveç ile sınırlı kalmaması, bütün Avrupa Birliği’ne bunun şamil olması gerektiği açıktır. İspanya, İrlanda ve Norveç tarihin doğru tarafında durduğunu göstermiştir, insanlık vicdanından yana olduğunu göstermiştir, uluslararası hukuktan yana olduğunu göstermiştir. O sebeple hepsini tebrik ediyoruz. Bütün bunlar olurken tabii maalesef Amerika Birleşik Devletleri’nden bu doğrultuda duymamız gereken sesleri duyamıyoruz” dedi.
Her devletin kendini savunma hakkı olduğunu; ama bir ülkenin kendi savunma hakkının cinayet işleme hakkı anlamana gelmeyeceğini ifade eden Çelik, “Hiçbir şekilde kendi kutsal kitabını tahrip ederek, istismar ederek başka ülkelere saldırma, başka ülkelerin halklarına saldırma şeklindeki cinayetlerin gerekçesi olamaz. Netanyahu hükümetinin insanlık adına mahkum edilmesi gerekir. Umuyorum ve diliyorum ki inşallah uluslararası ceza mahkemesinin talebi ön yargılama dairesi tarafından kabul edilir. Ve burada gereken karar çıkar, hiçbir şekilde herhangi bir ülkeye girmeye söz konusu olmaz. Bu kararın gereği olarak da bu cinayet şebekesi durdurulmuş olur” ifadelerini kullandı.
DEĞİŞİM AÇIKLAMASI
Soruları da yanıtlayan Çelik, sokak köpekleriyle ilgili düzenlemenin önümüzdeki hafta veya daha sonraki hafta Meclis gündemine gelmesinin beklendiğini kaydetti.
Çelik, AKP Rize İl Başkanı’nın istifasına ilişkin de “Bir değişim sürecinin başlangıcı vesaire diye bir takım yorumları gördüm. AK Parti’de değişim olağanüstü bir durum değildir. Biz şimdiye kadar ki tecrübelerimizi koruyarak sürekli değişim içerisinde olan bir partiyiz. Teşkilat başkanlığımızın olağan gündemi var. Bu çerçevede çeşitli yerlerde pekiştirmeyle ilgili adım atılacak. Bazı yerlerde değiştirmeyle ilgili atılacak. Bazı yerlerde görev değişimi olacak. Teşkilat başkanlığı bazı yerler vekaletle devam ediyor. Bu vekaletle devam eden yerlerin asalete çevrilmesi söz konusu olacak. Dolayısıyla teşkilat başkanlığının olağan gündemi içerisinde gerçekleşecek. Bugün yarın da başka illerle ilgili bu şekilde tasarruf olacak. Dolayısıyla bu AK Parti Teşkilat Başkanlığımızın olağan gündemi çerçevesinde yürüyen işler” dedi.
“SEFERBERLİK YÖNETMELİĞİ OLAĞAN BİR İŞLEM”
Çelik, Resmi Gazete’de seferberlikle ilgili yönetmelik yayımlanmasıyla ilgili soru üzerine de şöyle konuştu:
*Dün gece seferberlikle ilgili tüzük kaldırılıp yönetmenliğe çevrilince epey bir gündem oldu sosyal medyada ‘ne oluyor’ diye. Esasında burada olağan bir gündem. Biliyorsunuz daha önceki seferberlik tüzüğü 1990 yılında hayata geçmişti. Bizim 2011 yılından itibaren değişen savaş teknolojileri, değişen savaş koşulları, etrafta değişen jeopolitik gelişmeler etrafında bu tip belgelerin güncellenmesi gerekiyor.
*Bu tabii Milli Savunma Bakanlığı koordinasyonunda Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri’nin katkısıyla gerçekleşiyor. Ama burada bu seferberlik meselesinde stratejik olan esas herhangi bir Allah göstermesin savaş durumunda bütün milli güç unsurlarının, bütün kurumlardaki ve sivil toplumdaki, bütün güç unsurlarının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne destek verecek, ona, onun emrine verilecek şekilde koordine edilmesi esastır.
*90’lı yılların koşullarında hayata geçmiş olan bu belge 6- 7 kere küçük değişikliklere uğradı. Daha sonra teknik sebeplerle tüzüğün düzenleyici olmaktan çıkması, yönetmenliğin düzenleyici bir belge haline gelmesiyle de esasında 2011 yılından itibaren bütün bakanlıklardan, bütün kurum ve kuruluşlardan yani milli güç unsuru diyebileceğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini sağlama ve muhafaza etmeyle ilgili olarak değerlendirilebilecek herkesin görüşleri alındı.
*Çok büyük değişiklikler oluyor dünyada, ülkelerin güvenliğinin korunmasıyla ilgili. Ama bu belge daha önceden çalışılmaya başlamıştı. Yeni jeopolitik gelişmeler ışığında veya yeni teknolojik gelişmeler ışığında Türkiye Cumhuriyeti’nin milli güvenliği için en üst düzeyde yapılması gerekenlerin koordinasyonu nedir, buna karar verildi.
*Yönetmelik olarak yayımlandı. Yani olağan bir işlemdir, olağan bir şekilde güncellenmiştir. Herhangi bir özel konuya ya da özel gündeme dönük olarak bu adım atılmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğine dönük olarak bu belgenin olgunlaştırılmasıyla birlikte Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifiyle hayata geçmiştir.